Şu an okuduğunuz yazı
İstanbul Rasathanesi’nin Kuruluşu

İstanbul Rasathanesi’nin Kuruluşu

Prof. Dr. Yavuz UNAT

Takîyüddîn İstanbul’da bir gözlemevi kurmayı arzu etmekteydi. İstanbul’a gelir gelmez bu arzusunu gerçekleştirmek üzere dönemin önemli bilginleriyle temasa geçti. 1571’de Müneccimbaşı Mustafa Çelebi ölünce yerine Müneccimbaşılığa (baş astrolog) atandı. Vezir Sokullu Mehmet Paşa ve Takîyüddîn’i himayesi altına alan Hoca Saadettin, Takîyüddîn’in gözlemevi kurma isteği ile ilgilendiler ve onu desteklediler. Bunun üzerine Takîyüddîn, kullanılan Uluğ Bey Zîc’inin gününü doldurduğunu, günün ihtiyaçlarına uygun olmadığını ve yeni gözlemler ışığı altında yeni tablolar oluşturulmasının gerekliliğini açıklayan bir layiha hazırladı. Bu raporla birlikte Padişahın huzuruna çıkan Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa, III. Murad’ı Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi kurulması konusunda ikna ettiler ve Takîyüddîn Padişah tarafından Padişahın adıyla anılacak bir zîc hazırlamakla görevlendirildi (1575). Takîyüddîn bu olayı şöyle ifade etmektedir:

“Ondan sonra Padişah sarayının eşiğine yüz sürüldüğünde, Mehmet Paşa, bendelerini, Padişah’ın yüce ismiyle anılacak yeni bir zîc düzenlemekle görevlendirip ulu Hakan tarafından verilen yüce emri gösterince, sözü edilen husus, mutlak bir şeref ve belki Hakk’ın mutlak bir lütfu sayılıp Mısır diyarında bulunan emlâk ile mal ve mülk kaynaklarından tamamen feragat etmeye ve Devlet adına söz konusu hizmeti gerçekleştirmeye…”

Gözlemevini kuruluş tarihi hakkında uyuşmazlıklar vardır. Atâi, Zeyl-i Şakaik-i Atâî adlı eserinde gözlemevinin kuruluş tarihini 987 (1579) olarak vermekle birlikte bu tarihin yanlış olduğu konusunda bilim tarihçileri hemfikirdirler. Çeşitli Osmanlı kaynaklarında da aynı tarih verilmektedir. Prof. Dr. Sevim Tekeli, Atâi’nin bir tarih hatası yapmış olduğundan söz etmektedir. Zira Atâi, gözlemevinin kuruluşunu Sultan Murad’ın saltanat başlarına rastladığını bildirmekte, ancak gözlemevinin kuruluşu için verdiği tarihle bu sözü birbirini tutmamaktadır.

İstanbul Rasathanesi
İstanbul Rasathanesi

Gerçekte gözlemevinin kuruluş tarihi bu tarihten daha eskilere gitmektedir. Onuncu Asr-ı Hicrîde İstanbul Hayatı adlı eserinde Ahmed Refik, 12 Safer 986 (20 Nisan 1578) tarihli bir fermandan bahseder. Bu ferman şöyledir:

“İstanbul kadısına hüküm ki, müteveffa Lütfullah’ın vakfı olan müneccim kitapları mahmiyey-i mezburade Mimar Sinan mahallesinin imamı ve müezzini ellerinde olduğu ilâmolunmağın alınıp rasathaneye verilmek emredüp buyurdum ki, vadıkta tehir etmeyüp müteveffay-i mezbûrun nücumuna ve ilm-i heyete ve hendeseye müteallik olan kitapları eğer mezkûrun ellerindedir ve eğer ahardadır her kimde ise getirip dahi bilfiil rasad hizmetinde bulunan Mevlânâ Takîyüddîn’e cümlesin teslim ettiresin fî 12 Safer 986.”

Buradan anlaşıldığına göre, gözlemevi 1578’de faaliyette olmalıdır.

Gerlah, Türkisches Tagesbuch adlı hatıratında, gözlemevi aletlerinin yapılışının 1577’de başladığını bildirir. Tarih-i Ebu’l-Faruk ’tan öğrendiğimize göreyse, gözlemevi 1577 kuyruklu yıldızı ve 1578 veba salgınından önce kurulmuş olmalıdır.

Yine, 26 Safer 983 (6 Haziran 1575) tarihli belgeden gözlemevinin 1575’de kurulmuş, ancak inşa faaliyetlerinin henüz tamamlanmamış olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu belgede, gözlemevi binasının yeterli sayıda odalara sahip olmadığı ve yeni odaların eklenmesi gerektiği yazılıdır.
Alâüddin Mansur’un şiirlerinde gözlemevinin faaliyetlerinin 985 (1577) yılında başladığı anlaşılmaktadır. Alâüddin Mansur, şiirinin 106. beytinde şöyle der:

“Gerek ilk önemde ve gerekse geri plândaki bütün hazırlıklariyle, Takîyüddîn, rasatlarına dokuz yüz seksen beş yılında başladı.”

O halde, gözlemevinin inşası ve aletlerin yapımı 1577’de bitmiş ve tam tempoyla çalışmalar aynı yıl (1577) başlamış olmalıdır.

Kaynaklara göre gözlemevinin kurulması için hükümetin tahsis ettiği masraf on bin altındır. Bu o dönemde büyük bir miktardır; ancak Merâga ve Semerkand gözlemevlerinin masrafları göz önüne alındığında oldukça düşüktür. Takîyüddîn’e bu iş için senelik üç bin altın tahsis edilmiş olduğunu da belirtmek gerekir.

Gözlemevinin yerleşim yeri için İstanbul’da Avrupa yakasında bulunan yüksek bir yer olan Tophane sırtlarındaki bir bölge seçilir. Fatin Gökmen, bu yerin neresi olduğunun bilinmediğini, gözlemevinin Galata Saray Mektebi’nin bulunduğu mevki civarında olmasının muhtemel olduğunu söyler. Gözlemevinin yeri, kimi kaynaklara göre Galata kulesinde ve Galata Sarayı’ndadır. Atâi’ye göre ise Galata Dağı’nın tepesindedir. Gerlah, gözlemevinin yerinin Beyoğlu’nda Andreas Gritt’in evinin yakınında olduğunu söyler. Ancak bu konuda en doğru bilgi Âlât-ı Rasadiye li Zîc-i Şehinşahiye’de yer almaktadır. Buna göre gözlemevi Galata’da Tophane’de kurulmuştur.

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Beğenmedim
0
Çok İyi
3
Eh İşte
1
Güzel
0
Muhteşem
1
Yorumları Görüntüle (0)

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.


© 2020 Takiyüddin Astronomi Topluluğu, Her Hakkı Mahfuzdur.

Başa Dön