Şu an okuduğunuz yazı
Uzay Hukukuna Giriş

Uzay Hukukuna Giriş

Uzay hukuku, uluslararası hukukun bir alt dalıdır. 20. yüzyılda gerçekleşen ilk uzay faaliyetlerinden sonra yapılan çeşitli yasal düzenlemelerle şekillenmiş ve hala da gelişmekte olan bir alandır. Uzayın kullanılması, silahsızlandırılması, uzayın sınırları, uzay-hava araçları, ülkelerin sorumlulukları gibi ismini burada zikretmediğimiz birçok konuyu içeren bu alanın önemi günümüz teknolojisi düşünüldüğünde giderek artmaktadır.
Uzay hukukunun kendine ait temel ilke ve kavramlarının olması ve gelişen uzay teknolojisiyle ilgi alanının giderek büyümesi onu ayrı bir hukuk dalı haline getirmiştir. Fakat uzay hukuku ile hava hukukunun ilişkisi epey tartışılmıştır ve hala sınırlandırma, uzay-hava araçları gibi konularda belirsizlikler mevcuttur. Uzay hukuku ile hava hukuku arasındaki ayrım uzay araçları ile hava araçları arasındaki ayrımla bütünleşmiştir. Ancak hem uzayda hem de hava sahasında uçuş yapabilen araçların üretilmesi, bu araçların hangi hukuka tabi olacağı sorusunu gündeme getirmiştir. Ayrıca uzayın nerede başladığı, uzayın ve hava sahasının nerede ayrıştığı önemli bir sorundur. Zira bir devletin hava sahasında o devletin rızası olmaksızın başka bir devlet faaliyet yürütemezken, uzayda devletlerin serbest bir şekilde faaliyet yürütebilmesi söz konusudur. Sınır konusunda somut bir norm olmamasına karşılık uluslararası bir “teâmül” oluştuğu söylenebilir. Buna göre deniz seviyesinden 100 km’lik yüksekliğin ötesi uzay olarak kabul edilmekte ve bu yüksekliğe kadar olan hava sahası o devletin egemenliğinde bulunmaktadır.
Soğuk savaş döneminde SSCB tarafından 4 Ekim 1957 tarihinde dünyanın ilk yapay uydusu olan Sputnik 1’in uzaya fırlatılması ile devletler arasında yeni bir rekabet meydana gelmişti. Artık dünya ötesine bir adım atılmış ve uzay macerası başlamıştı. Bundan kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun bir organı olarak görev yapacak olan Birleşmiş Milletler Dış Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi (UNCOPUOS) oluşturulmuştur. Bu komitenin misyonu “dış uzayın barışçıl kullanımında uluslararası iş birliğinin kapsamını incelemek, Birleşmiş Milletler himayesinde bu alanda programlar planlamak, dış uzay hakkında sürekli araştırmaları ve bilginin yayılmasını teşvik etmek ve dış uzayın keşfedilmesinden doğan hukuki problemleri incelemek” olarak belirlenmiştir. Daha sonra bu komite tarafından uzayla ilgili beş temel antlaşma imzaya açılmıştır.

1. Dış Uzay Antlaşması (10 Ekim 1967), resmi adıyla Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Antlaşma, uluslararası uzay hukukunun temelini oluşturan antlaşmadır.

2. Kurtarma Antlaşması (19 Aralık 1967), resmi adıyla Astronotların Kurtarılması, Astronotların ve Uzaya Fırlatılmış Olan Araçların Geri Verilmeleri Hakkında Antlaşma, uzaya gönderilen insanların kurtarılması konusunda ülkelere hak ve yükümlülükler getiren uluslararası antlaşmadır.

3. Uzay Sorumluluk Sözleşmesi (1972), resmi adıyla Uzay Cisimlerinin Verdiği Zarardan Dolayı Uluslararası Sorumluluk Hakkında Sözleşme, sorumluluk kurallarını daha geniş ele alan antlaşmadır.

4. Tescil Sözleşmesi (15 Eylül 1974), resmi adıyla Atmosfer Dışı Uzaya Gönderilen Cisimlerin Tescili Sözleşmesi, uzaya gönderilen araçlarla ve fırlatmalarla ilgili BM’ye bilgi verme yükümlülüğü getiren bir sözleşmedir.

5. Ay Antlaşması (11 Temmuz 1984), resmi adıyla Devletlerin Ay’da ve Diğer Gök Cisimlerindeki Faaliyetlerini Düzenleyen Antlaşma ay ve diğer gök cisimlerinin kullanılmasıyla ilgili hükümler içeren antlaşmadır fakat bu antlaşma uzay faaliyetleri yürüten devletlerin imzalamaması sebebiyle kâğıt üzerinde geçerli ve yürürlükte olsa da hayata geçirilemeyen bir antlaşmadır.

Ayrıca Cape Town Sözleşmesi’ne ek protokol olarak uzayda faaliyet gösteren uydu ve uydu parçaları ve bunların kullanımıyla ilgili çeşitli düzenlemeler içeren Uzay Varlıkları Protokolü 9 Mayıs 2012’de Berlin’de gündeme gelmiştir fakat hiçbir devlet tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe girmemiştir.
Uzay teknolojileri son yarım asırda hızlı bir ilerleme kaydetmiş ve uzay faaliyetleri başta devletlerin yürüttüğü projelerle sınırlıyken günümüzde özel şirketler aracılığıyla özel sektörde de yaygınlaşmıştır. SpaceX firması bu bağlamda en popüler özel şirketlerden biridir. Uzay ve evrenin bilinmezlikleriyle ilgili pek çok bilim kurgu filmleri çekilmekte, uzay sağlığı, uzay mühendisliği ve uzay teknolojileriyle ilgili ulusal ve uluslararası projeler yürütülmektedir. Uzay çalışmalarının hızlandırılması ve teşvik edilmesi amacıyla çeşitli ajanslar faaliyet göstermektedir.
Uzayla ilgili milletlerarası antlaşmaların çoğunda ‘uzayın barışçıl amaçlarla kullanılması’ ifadesini görüyoruz. Hâlihazırda üzerinde yaşanılabilecek bir gezegenimiz var ancak barışı henüz burada dahi sağlayamamış durumdayız. Bir gün mavi kürede hayat imkânsız hale geldiğinde ve kendimize yeni bir yuva arayışına girdiğimizde barışçıl amaçların önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Feyza Nur Uçar

Sakarya Üniversitesi – Hukuk Fakültesi

Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Beğenmedim
0
Çok İyi
0
Eh İşte
0
Güzel
0
Muhteşem
0
Yorumları Görüntüle (0)

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.


© 2020 Takiyüddin Astronomi Topluluğu, Her Hakkı Mahfuzdur.

Başa Dön