İstanbul’un Kaybolan Muvakkithâneleri
Müslümanların ibadetler için “zaman tayini” hususu, İslâm Astronomisi’nin gelişimine çok büyük katkısı olmuştur. Yüce dinimiz İslâm’ı dışarıdan bir gözle incelediğimizde bu dinin tam bir “zaman dini” olduğunu görürüz. Çünkü namaz, oruç ve Hacc gibi ibadetler hep bir vakte bağlanmıştır. Bu yüzden Müslümanlar, Güneş’in ve Ay’ın günlük, aylık ve yıllık hareketlerinin takip etmek zorundadır.
Müslümanlar vakit tayinini daha hassas yapması için ilerleyen yüzyıllarda “muvakkit” adı verilen özel gökbilimcilere bu işi emanet etmiştir ve hemen hemen her büyük camiye muvakkitlere ait bir “muvakkithâne” inşa edilmiştir.
Muvakkitlik kurumunun tarihi 13. yüzyılın başlarına kadar gitmektedir. Tarîhî kaynaklara göre Endülüs’te başlayan muvakkitlik, İslâm coğrafyasında şekillenmiş ve Osmanlı’da nihai şekline kavuşmuştur. Osmanlı’nın İstanbul dışındaki birçok şehirde onlarca muvakkithâne yaptırdığı bilinmektedir. İstanbul’da ise tespit edilmiş 71 civarında muvakkithâne inşa edilmiş ve bunlardan 34’ü ancak günümüze ulaşabilmiştir.
Osmanlı’dan bizlere miras kalan muvakkithâne binaları, istimlâk ve ilgisizlik yüzünden ya tamamen yıkılmış yahut camilere ait birer lojman veya depo olarak kullanılmış ya da yıkılmaya terk edilmiştir! Ne yazık ki muvakkithâneler kapatıldıktan sonra büyük bir yağmaya da kurban gitmiştir. İçerisindeki değerli yazmalar ve astronomik aletlerden neredeyse hiçbir eser kalmamıştır! Bu kaybolan mirasımızı tekrar canlandıracak ve yeni nesillere aktaracak projeler geliştirilmesi temennisiyle…
İşte İstanbul’un bazı muvakkithâneleri:
Muvakkithaneyi dondurmacı yapmışlar. Heyhat!